Sevgili Ersin Köseoğlu’nun Bilgi Yolu Yayınlarından çıkan öykü kitabını büyük bir keyifle okudum. Aslında öykü olarak elinize aldığınız kitapta masal öğeleri öylesine zengin kullanılmış ki…  Yaramaz Sincap’ın ortaya çıkışıyla birlikte gizemli bir serüvene dönüşen öykü, Gülce Hanım’ın sıradan yaşamına farklı tatlar katıyor. Gülce Hanım’ın yalnızlığı ve bu konudaki yakınmaları aslında yaşlanan insanların en büyük sorunu. Çocuklara ve gençlere bir işaret. Örneğin takvimden düşen yaprakta “Dünya selamlaşma Günü yazmakta. Gülce Hanımı şaşırtıyor böyle bir günün olması. 

“Oysa zamanın eskisinde zaten “selamlaşılırdı,” diyerek şaşkınlığını gizleyemiyor.  Yaramaz sincabın, mutfakta her şeyi birbirine katarken cırtlak sesiyle söylediği şarkılar ve tekerlemeler gizemlerin yolunu açıyor ve Gülce Hanımı bir yolculuğa çıkarıyor. Gülce Hanım gibi Sincapın peşine düşen Papatya Kız, bu yolcukta Gülce Hanım’a eşlik ediyor. Yaramaz sincabı bulabilecekler mi? Tekerlemelerdeki gizem ne? Onları hangi serüvenler bekliyor?

Sevgili Ersin Köseoğlu’nun gülmeceye yakın dili, yalın anlatımıyla gizemli serüvene var mısınız? Kitabın resimlerinde emeği geçen Büşra Akbulut güzel çizimleriyle kitaba ruh katmış.

Sevgili Ersin’i kutluyorum. Nicelerine….