Barış Çınarı İçin

Vicdan Efe,  24 Aralık 2021
Okuma Süresi: 4 dakika

Yediden yetmişe herkesin keyif alacağı, ironileriyle, konuların zenginliğiyle doyurucu bir kitap okumak ister misiniz?

Hele anne-çocuk, dede-torun arasında… Okuma çağındaki küçüklerin bu öyküleri sevdikleriyle paylaşabilecekleri, hatta günlük yaşamdaki ilişkilerde kendilerine yön bulabilecekleri bir kitap Barış  Çınarı.  Yedi öykü içeriyor. On yaş ve üzeri okur için düşünülse de eğlenceli yaklaşımı, akıcılığıyla sekiz yaşından itibaren de okunmaya uygun.

Yayla Boztaş’ın yetişkin iki öykü kitabından sonra çocuklar için yazdığı Barış Çınarı Baygenç Çocuk Öyküleri Yarışmasında birincilik almış. 

Köy ve doğa yaşamını, Ateş’in bakışından anlattığı ilk öyküyle sarıyor okuru. Hayatın gerçekliğini kahramanın penceresinden bakarak sorguluyor. 

İngiliz’in köpeği İngilizce havlamıyor, Alman’ın kedisi de Almanca miyavlamıyor. Ne ilginç değil mi? Hayvanlar bizden şanslılar, birbirleriyle anlaşmak için dil kursuna gitmek zorunda değiller.”

Görsele tıklayabilirsiniz.

Zihni Sinir buluşları, çocuğun sıra dışı düşünceleri ayrıca yaratıcılık katıyor kitaba. Örneğin, süt kovasının içine kazayla düşen telefonun, yoğurt mayalar gibi telefon da mayalanabilseydi, diye düşündürmesi, yazarın içindeki çocuğu görmemizi sağlıyor. 

Savaş karşıtı eylemlerin, gerçekte bilinçaltı olarak savaş sözcüğünü benimsettiğinin farkında olan yazar, istenilmeyenin sözünü etmeden, barış üzerinden, Barış Çınarı’na asılan savaş karşıtı sembollerle farklı bir eylem düzenletiyor çocuklara. Elbet yine çocuk anlatıcının, arkadaşlarıyla  yürüttükleri bir projedir bu. 

Ailede, okulda hem de arkadaşlar arasında çocukların iletişimleri, anlatılmadan, yaşatılarak veriliyor. Böylece okur kendini kitaptaki yaşam kesitinin parçası olarak görür. 

Her şey güllük gülistanlık değildir, çocukların bazı hataları, şikâyetleri de günlük yaşamın akışında yaşatılır. Yine çocuklar üstesinden gelir sorunların. 

Geleneksel büyük aile ve modern çekirdek ailelerin çocukları farklı öykülerde farklı olaylarla çıkar karşımıza. İlişkiler, düşünceler ve davranışlar empati yapılarak, karşısındakini anlamaya çalışarak verilir. 

Olaylar, kıvamında verilen duygularla hem akılda kalıcılığı besliyor hem de okuru konuya dahil ediyor.

Bir turuncun ve bir kedinin dilinden de anlatılan öyküler var. Yazarın olayları hissederek yaşaması ve doğallığı okura da yansıyor. Turunç’un yaşama başlama ve var olma serüvenine ortak olmak için bile okumaya değer. 

Fazla söze gerek yok, en iyisi kitabı okumak.

Kitabın yazarı Yayla Boztaş ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi almak isterseniz, görsele tıklayabilirsiniz.

Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.

Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.