Aceleci Badem Ağacı için

Sevin Sezgin,  16 Kasım 2022
Okuma Süresi: 3 dakika

Sevgili Yaya Boztaş’ın Mevlüt Kaplan Çocuk Öyküleri Yarışmasında ikincilik alan kitabı Neziher Yayınları'ndan çıktı. Kitabın içinde çocuk gözüyle ve duygularıyla anlatılan on beş kısa öykü yer almakta. Yalın bir dille anlatılan öykülerdeki sıcaklık daha ilk satırlarda kendini gösteriyor. 

Bir doğa tutkunu olan Yayla Boztaş, doğup büyüdüğü yaylaların güzelliklerini satır aralarına ustalıkla serpiştiriyor. Otların arasından başlarını kaldırmış allı, morlu çiçekler, konuşan ağaçlar, dağlardan kopup gelen yabanıl ot kokusu gibi anlatılar hem duyularımızı etkiliyor, hem de harika bir görsel sunuyor önümüze. Doğadaki tüm canlıları önemsiyor yazarımız. Onlarla konuşuyor ya da doğayı dillendiriyor.  

“O Bir Gün Mutlaka Konuşacak” adlı öyküde “Bence ağaçlar da evi bahçe olan bir ailedir." (S.19) diyor adeta ağaçları kutsayarak. 

Ya çocukluğumuzun kokuları?

“ … kapı açılınca armut, elma, ayva, salça ve reçel kokuları birbirine karışır.” Ya da “Kapıdaki gül desenli, porselen tokmağı tutunca ellerimin gül kokacağını sanıp, sevinirim.” dediğinde o kokular burnumuzda tütmez mi? 

Üzerine yattığım yorgandaki çiçekler kokuyordu.” nasıl da ısıtıyor içimizi.

Görsele tıklayabilirsiniz.

Kitaba adını veren Aceleci Badem Ağacı'nı okurken karşınızda afacan, söz dinlemeyen bir çocuğun varlığını hissediyorsunuz.  “Başladın gene badem kız! Bekle, daha erken!" Kendi bildiğinden vazgeçmemiş küçük badem ağacının ilk deneyimi, pişmanlıkları…   “Çevreme bakamıyordum. Yaşlı ağaçlar haklı çıkmıştı. Keşke onları dinleseydim.” 


Ağlayan Deniz öyküsünde, yanan ormanların, ranta açılan yamaçların, umuda yolculuk sırasında suya gömülen canların acısını çekiyor deniz.  “Bir zamanlar denizi görmekle övünen küçük evlerin sahipleri önlerine dikilen kocaman taş blokların arkasından denizin fısıltısını duymaz oldular."  "… eski neşesi kalmadı denizin, kendi içine döndü, daha çok düşünür oldu. Üzgün gecelerin birinde, gece gibi karanlık botlardan, üzüm salkımından kopan taneler gibi insanlar döküldü sularına…”


Yazarımızın doğaya olan sevgisini anlatan pek çok betimleme var kitapta. Yayla Boztaş günceli de unutmamış. Salgında yaşadığımız deneyimleri anlatan Koronalı Günler, teknolojinin olumlu, olumsuz yanlarını anlattığı Robotun Günlüğü, ülkemizin çok gündemde olan bir sorununa naifçe değinen Tatar Börek Çiğ Börek ve birbirinden duygulu diğer öyküleriyle kazandığı ödülü sonuna dek hak eden bir öykü kitabı olmuş. Çevre ve iklim sorunları nedeniyle çocuklarımızın doğayı daha çok önemsemelerini istediğimiz zamanlardan geçiyoruz. Aceleci Badem Ağacı'nı okumalarının onların ruhuna iyi geleceği inancıyla sevgili Yayla Boztaşve kitabını kutlarım.      

Kitabın yazarı Yayla Boztaş ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi almak isterseniz, görsele tıklayabilirsiniz.

Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.

Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.