“Derler ki, dünya aslında bir tezgahta dokunmuş. Alınyazısı gibi deseni önceden çizilmiş.”

Kahramanımız Derya, yedinci sınıf öğrencisidir. Yaz tatilini Kula’da anneannesinin evinde geçirmek üzere yola çıkar. Kardeşi ve annesiyle birliktedir ama bu uzun misafirlik için pek de istekli değildir. Yolculukları sırasında zorunlu bir molada arabalarının bagajına aldıkları nesnenin farkında olmadan varış noktalarına, yanık ülkeye ulaşırlar.

Derya’nın anneannesinin cumbalı, iki katlı, şirin, evinin duvarında gördüğü bir halıyla başlayan merakı, belediyenin açtığı halı dokuma kursuna kaydolmasına yol açar. Yeni arkadaşları Halil ve Ezgi sayesinde de günleri umduğundan güzel geçmeye başlar. Desenlerin üzerindeki motiflerin anlamlarını öğrendikçe konuyla ilgili heyecanı da artar.

Gerçek bir halıdan esinlenilerek yazılan romanda geleneksel motiflerimizden olan Nar, Koç Boynuzu ve Hayat Ağacının Masalı kitabın başında, ortasında ve sonunda yer buluyor. Kitabın kahramanı Derya’ya gerçek hayatla motifler arasında bir bağ kurarak içinden çıkamadığı olayları anlamasında rehberlik ediyor. Nar Masalı küçük okurlarını halı dokumacılığıyla tanıştırırken, Koç Boynuzunun Sırrı Masalı, cesaret ve hayatın gizemi üzerine düşündürüyor.

Bu romanda da iyiler olduğu gibi karşıtı karakterler de var. Yazar kötülüğün kaynağının sevgisizlik olduğunu okura hissettirmeyi başarıyor. Derya ve arkadaşları motiflerin büyülü dünyasında yol alırken karşılarına çıkan kaçakçılık çetesini atlatmayı başarabilecekler mi?