Söyleşi: Haydi Tut Elimi

Vicdan Efe,  4 Şubat 2022
Okuma Süresi: 7 dakika

Nevzat Süer Sezgin’in derlediği ve çocuk hakları konulu öykü kitabı "Haydi Tut Elimi". 

Manisa Sarıgöl’ün Alemşahlı Köyü’nden -resmi olarak mahalle- 5. sınıf öğrencileri Nisanur Yılmaz ve Eylül Selçuk ile Haydi Tut Elimi kitabıyla ilgili söyleştik. 

Köydeki ortaokul öğrencileri taşımalı sistemle başka bir köye, Dadağlı Ortaokulu’na gidiyorlar. Tatilde kitabı pek çok kez okuyup üzerinde düşünme fırsatı buldular. Neler söyleyeceklerini merak ederek hemen konuya girdik.

Haydi Tut Elimi

Nezih-Er Yayınları 

Derleyen: Nevzat Süer Sezgin
Kapak Tasarım: Hicabi Demirci
Editör: Gönül Çatalcalı

3. Sınıf (8-9 yaş), 4. Sınıf (9-10 yaş), 5. Sınıf (10-11 yaş), 6. Sınıf (11-12 yaş), 7. Sınıf (12-13 yaş) 

Görsele tıklayabilirsiniz.

“Öncelikle kitabı bitirdiğinizde sizde oluşan farkındalık  ne oldu? diye başlayalım.

Nisanur: Engelli, okuyamayan, çalışan çocukların neler yaşadığını ve hissettiğini anlamış oldum.

Eylül: Bu kitabı okumadan sokakta kalan çocukların neler yaşadığını bilmiyordum. Düşündüğüm gibi olmadığını, okula gidemeyenlerin neler hissettiğini anladım. Kitabın içinde yaşadım.

Çocuk haklarıyla ilgili düşüncelerinizde neler değişti?

Nisanur: Özel hayat mahremiyetinin ne olduğunu bilmiyordum. Benim Annem Diktatör öyküsünü okuduğumda bir çocuğun kendini ifade ve düşüncesini özgürce açıklama hakkını, çantasının ve günlüğünün karıştırılmamasının yasal bir hak olduğunu öğrendim. Aynı zamanda bir çocuğun barınma, sağlık ve beslenme haklarının olduğunu fark ettim.

Eylül: Ben de aynı hikâyede, çocukların da ayrı bir birey olduğunu, onların da özel hayatlarının bulunduğunu, izin alınmadan annesi babası tarafından eşyalarının karıştırılmamasını öğrenmiş oldum. Bu çocuk zaten kapısına girilmemesini yazmış, bu aşamaya gelmiş, buna rağmen onu dinlemiyorlar. Bir çocuğun yaşam hakkı, beslenme hakkı da olduğunu öğrendim.

Öyküleri ele alacak olursak hangi öyküler sizde daha çok etki bıraktı?

Nisanur: Ekmek ve Çocuk öyküsünde anlatımın hemen içine girdim. Sayfaları çevirdikçe kendimi öykü kahramanının yerine koydum. Dışarıdan baktığımız hayatların içinde bambaşka şeyler yaşandığını öğrendim.  Her Çocuk Özeldir’de çocuğun fazla konuşmadığını, kendine dokunulmasından hoşlanmadığını görünce hastalığının ne olduğunu merak ettim. Onu anlamaya çalıştım. Hayat Bazen Bize Kendini Affettirmeye Çalışıyor öyküsünde, hedefinize ulaşmışken birden bire hayatın altüst olabildiğini, her an insanın başına bir kaza gelebileceğini  ve bunun ömür boyu bizi etkileyebileceğini gördüm. Her türlü durumda bir çocuğun eğitim ve her çocuk gibi bütün haklardan yararlanma hakkı olduğunu öğrendim.  Zehra’nın Hikâyesi  hayal gücü bakımından güzel bir öykü. Ömer ve Zehra’ya ben de yardım etmek isteyip onlara seslendim. Keşke beni duysalardı.  Belki kitabı okuyanlar da bize yardım eder, odunlar çabucak taşınırdı. Zehra’yı iyi bir okula gönderirdik, ben de mutlu olurdum.

Eylül: Çırak adlı öyküde öğretmen, yaz tatillerinde çocukların bir yerde çırak olarak çalışmasını istiyor. Annesiyle babası Uğur’un fikrini sormaya gerek duymadan nereye versek diye konuşuyorlar. Çocuk istediği yerde çalışmalı bence. Kendini ifade edememesine üzüldüm. En sonunda bilgisayarcıda kendine yer bulması hoşuma gitti. Benim Annem Diktatör öyküsünde  diktatörün ne olduğunu bilmiyordum, anlatılan olaylardan öğrendim. En sonunda da annenin kendi yanlışını görmesi hoşuma gitti. Sizi Duyuyorum Çocuklar adlı öyküde uzaydan, çocuk haklarının korunması için dünyaya gönderilen Tea, çok uğraşıyor. Güzel bir anlatım. En sonunda başarıyor. Kendi sesini duyurabiliyor. Sekiz adlı öyküde; Doruk yurt dışına gitmek istemiyor, hiç kimseyle konuşmuyor. Teyzesinin zor durumdaki sesini duyunca birden bire dili açılıyor. Geçmişte yaşananlardan etkilenmiş. Yurt dışında, tanımadığı çevrede yabancısı olduğu dil… Teyzesinin zor durumda kaldığını hissedince konuşmaya başlıyor. Zehra’nın Hikâyesi’nde, okuduğu öykünün içine girdi Ömer, Zehra da Ömer’in dünyasına. Ben, ikisinin de hayatına girdim. Keşke yardım edebilseydim diye düşündüm. Eğitim hakkından yararlanamıyor Zehra, en doğal hakkı aslında.

Kitapla ilgili başka neler söylemek istersiniz?

Nisanur: Bütün öyküler çok güzeldi, özellikle bilmediğim hayatları öğrendiklerim beni çok etkiledi. Örneğin; Aman Keçileri Kaçırma, Göç Zamanı, Sıra Arkadaşım, Güvercin Beyazı Üç Taş ile Şarapnel Parçası, Söyle…

Eylül: Bütün çocuklar bu kitabı okusa, bilmediği çocuk haklarını öğrenirler. Çalışan çocuklar eğitim haklarından yararlanamıyor. Çevresinde, bu durumdaki arkadaşlarına yardım edebilirler. Beni de etkileyen öyküler; Yusuf’un Hakkı, Kitap Kurdu, Çok İşimiz Var, Ben Konuşmadan da Söyleyebiliyorum, Martı Çocuk

Nisanur: Çocuklarına oyun oynama, eğitim haklarını vermeyen ailelerin de bu kitabı okumasını isterdim. Böylece çocuklarına,  onların haklarını kısıtlamaktan vazgeçebilirler. Kısaca, herkesin okuması gereken bir kitap.

Eylül: Hem bilgilendirici hem de akıcı. Bütün öyküleri beğendim. Çocuk haklarını öykülerin içinde okumak, daha kalıcı oldu.

Nisanur: Bu kitabı satın alamayacak kişilere ulaştırmak gerekir. Çevremize de duyurabiliriz. Sosyal medyada paylaşabiliriz.

İkinize de teşekkür ederim. 

Evet, ben hem çocuklara hem kitabı derleyen Nevzat Süer Sezgin’e hem de Nezih-er Yayınevi’ne teşekkür ediyorum. Kitabın kapağındaki çizgiler, karikatürcü Hicabi Demirci’nin, öykülerin ruhunu yansıtıyor, bir teşekkür de kendisine. Yazar arkadaşlarımın her öyküsü farklı bilinç oluştururken edebi dilini, yalınlığını koruması anlamında da değerli bir kitap. Okumak için sayfalarının açılmasını bekliyor. 

Kitabın derleyeni Nevzat Süer Sezgin ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi almak isterseniz, görsele tıklayabilirsiniz.

Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.

Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.