Sessiz Kitaplar
Betül Çakıroğlu, 12 Ekim 2023
Okuma Süresi: 13 dakika
Seslerin sıkıştığı sembollerden resimlere geçersek ne olur?
Yazı değişik semboller topluluğu herkes için. Dünyaya ve eski uygarlıklara baktığımızda birçok farklı yazı olduğunu görüyoruz. Mısır hiyeroglifleri, runik yazılar, Çin alfabesi... Bunları okuyamıyoruz. Hatta bilmiyorsak İngilizce kelimeler bile bir anlam ifade etmiyor bizim için. Çünkü onlar sesleri hapsettiğimiz semboller. Ve onlar ancak bilince anlam kazanabiliyorlar.
Ama resim her bakan için anlamlıdır. Herkes başka bir şey görür. Bir sessiz kitabı açtığımızda tüm o kelimeler uçar. Kafamızdaki seslere teslim oluruz. Renklerle, çağrışımlarla ve sembollerle dans ederiz. Tekrar, tekrar okuyabiliriz. Ama hiç aynı olmaz. Bir nehirde iki kere yıkanılmaz ne de olsa. Biz nasıl hissediyorsak sessiz kitap elimizde öyle şekillenir. Düşüncelerimizin şekil verdiği bir oyun hamuru gibi.
Yazılar değişebilir, ama resimler evrenseldir. Ama bir kadar da kişiseldir. Hisselerimize görünmez iplerle bağlıdır. Kızımla aynı sessiz kitapları okuyup çok farklı düşündüklerimiz oldu. Çünkü ben, ben olarak okuyorum. O da o olarak.
Hadi bir soru Huitzilopochtli dediğimizde bir şey anlamak mümkün mü? Kelime Aztekçe. Peki bunu bir sessiz kitapta çizsem asıl anlamı dışında kaç tane daha anlam çıkar? Bence çok çıkar. Merak etmeyin hadi anlamını söylüyorum. Aztekçe Güneş Tanrısı demek.
Kitap sessiz ama bize resimlerle ne anlatıyor? Aslında bağırıyor. Ama biz istediğimizi duyuyoruz. Güzel olan da bu değil mi? Elimize aldığımız bir sessiz kitapsa aslında aynaya bakıyor olabiliriz.
Kim ne anlar sessiz kitaptan ve kimler okumalı?
Kızım artık ergen sayılan yaşlara gelse de sessiz kitaplara bayılıyor. Çünkü sessiz kitap bize hayal kurma olanağı sağlıyor. Kelimelere sıkıştırmıyor. (Yine kelimelerden bahsettim. Yanlış anlaşılmasın. Onları severim.) Sayfada gördüklerimizle yaşam deneyimimizdeki tüm çağrışımları davet ediyoruz kafamıza. Ve metinler yazıyoruz sadece bizim bildiğimiz. Belki de beste yapıyoruz. Ya da resimler çiziyoruz resimlerin üzerine kafamızda. Ne istersek onu yapıyoruz.
Akvaryum adlı sessiz kitapta iskelenin bana hatırlattığı ile kızımın düşündüğü yer çok farklıydı. Bunu konuştuğumuzda epey şaşırdım. Ben onun da aynı yeri düşündüğünü sanmıştım. Sayfalardaki hislerimiz bile çoğu zaman aynı değildi. Bu da çok şaşırtıcıydı. Duygularımın Atlası hariç. Aşağıda daha detaylı anlatacağım gibi deyip şunu eklemek istiyorum.
Sessiz kitaplar şu yaş aralığına uygundur demek bana hala okumaktan çok zevk aldığım için anlamsız geliyor. Hayal kurmak isteyen herkes sessiz kitap okumalı. Hem dediğim gibi kırk yaşını aşmış ve ergen bir birey olarak biz okuyoruz.
Sınır Üçlemesi kitabı hakkında
Ayna, Dalga ve Gölge sessiz kitaplarını Suzy Lee nasıl yazdığını anlatıyor. Ayrıca sessiz kitapları da anlatıyor. Bu konuyu merak eden herkesin okuması gereken bir kitap. Okuma sayfasını hayal gücüne katarak onu okuma deneyimin bir parçası yapmış. Ve karşımıza kitabı üç farklı şekilde tuttuğumuz kitaplar çıkmış. Ayna da karşı sayfa yansıma iken, dalga da bir taraf kuru bir taraf ıslak kalmış bir süre. Gölge de kitabı çevirip okuduğumuz bir deneyim. Ve aşağısı gölgeler krallığı. Şimdi bu kitaplarla ergen kızımla bile aktivite yaptığımı düşünürsek sessiz kitapların bir yaşı olmadığını da anlarız.
Aileler ve öğretmenler neden sessiz kitap almalı çocuklara hala kafamızda net değilse tekrar ediyorum iyi okuyun!
Hayal gücü. Kelime anlamı, zihinde canlandırma yeteneği. Bunu sağlayacak şeylerden biri sessiz kitaplar. Hem okur hem yazar hem kahraman hem de çizer olmak. Konuşmak, düşünmek, oynamak, koşturmak…
Okurken yapacaklarınız hayal gücü ile sınırlı ya da sınırsız. Aranan duygular bulunabilir, etkinlikler planlanabilir. Ve hiç konuşmadığınız kadar konuşabilirsiniz. Burada yetişkinlere sesleniyorum. Çocuk kitaplarından bir şeyler öğretme çabanızı bir kenara bırakın. Çocuk kitapları zaten bir şey öğretmemeli.
Kaç yaşında olursanız olun. Boş sayfalara metin yazmaktan öte bir şey. Resimlerle kendini bulma deneyimi.
Herhangi bir kitapçının okul öncesi olan o karışık raflarında onları bulabilirsiniz. Ülkemizde henüz değerleri bilinmiyor. Ya da… Çok güçlü olduklarından bizden kaçmaya karar vermişler ve orada saklanıyorlar.
Söz uçar yazı kalır demişler. Yazı uçarsa sessiz kitap kalır.
Bu kadar anlattık sessiz dedik, kitap dedik. Neler var diye sorduğunuz duyar gibiyim.
Boşluk
Nesin Yayınevi/Anna Llenas
Boşluk bu serüvene ilk adımımdı. Boşluğu bir yuvarlak şeklinde tanımlıyor. Ve bu elimize almak için ilk sebep oluyor. Kayıplar bazen önemlidir. Bazen ise çok önemsiz. Her şey kendi içimizde olup biter. Başucu kitabı gibi bir şey.
Ayna
Meav Yayıncılık/Suzy Lee
Sınır Üçlemesinin ilki. Bir seri olduğunu bilmeden başlanmış bir seri. Kitabının fiziksel dokusunu okuma deneyimine katmak için neler yapılabilir? O orta çizgi sadece bir orta çizgi midir? Yoksa gerçekle yansıma arasındaki sınır mı? Sizce hangisi yansıma?
Dalga
Meav Yayıncılık/Suzy Lee
2008`de New York Times tarafından En İyi Resimlenmiş Çocuk Kitabı seçilen Dalga sadece iki renk kullanılarak çizilmiş. Sessiz kitapların şahı diye bahsedilen bu kitap sahildeki bir kız çocuğun dalga ile dalga geçmesi ile başlıyor. Aralarında kitabın ortası gibi net bir sınır var. Dalga orayı geçemiyor. Peki nereye kadar?
Gölge
Meav Yayıncılık/Suzy Lee
Sınır Üçlemesinin sonuncusu. Kitabı dikey tuttuk. Yatay tuttuk okuduk. Şimdi sıra baş aşağı tutmakta. Gölgeler diyarı tabi ki aşağıda. Bir klik sesi var. Onu mecburen yazmak zorundayım diyor çizer. Ama unutmayalım ki yazı da bir çizimdir. Gölgeler kendi başlarına hareket ederken onların ayrı bir dünyası olduğunu düşünmek güzeldi.
Doğumgünü Hediyesi
Can Çocuk Yayınları/Behiç Ak
Behiç Ak’tan muhteşem bir sessiz kitap. Öncellikle daha ilk sayfadan o evde yaşamak istedim. Hem mimar hem yazar hem de çizer olunca hepsi harmanlanmış. Yeşil kedi, bademcikleri görünen çocuk gülmesi, matruşka gibi bir hediye kutusu. Ve içinden çıkan… Söylemem ki. Size bir doğum günü hediyesi gelse ne olsun isterdiniz?
Duygularımın Atlası
1001 Merak Yayınevi/Bimba Landmann
Atlas gibi atlas. Neden mi? Kendimizi tanımadan okyanusları aşamayız da ondan. Duygularını tanımlayamayan yetişkinler tanıdım. Ya fazla üzgündüler ya da fazla mutlu. Bence onlar da bu kitaptaki çocuk gibi sırt çantalarını hazırlayıp duygularını gezmeliler. Dürbünü unutmasınlar. Umut Diyarı başlamak için güzel bir yer. Ama turkuaz renk seviyorsanız Hayret Diyarı da güzel. Şiirsel Kaynak’tan mataranızı doldurabilirsiniz. Ne dediğimi anlamadıysanız hadi kitabı okuyalım.
Korkusuz Pia’nın Orman Kitabı
Çınar Yayınları/Nalan Alaca
Modern Tarzan Pia’nın haritasında gideceği yerler beliydi. Her yerde karşılaştığı sorunlara karşı kendi çözümlerini üretti. Ve gemisi Nuh’un gemisine döndü. Yolun açık olsun Pia. Hep kurtarılmayı bekleyen bir şeyler bu dünyada olacak. Peki kimler Pia gibi cesur olabilecek?
Gölde
Bilgi Yayınevi/Geraldo Valerio
Mavi her zaman özgürlük demektir. Farklı yorumlanabilecek sessiz kitapta bile öyledir. Gölde harika renkleri ile bize maviyi yeniden anlatıyor. Ve özgürlüğü. Bir resimli kitapta bir obje parıldar mı? O köpeğin zinciri benim için oldukça parlaktı. Bir hayvana dokunduğunda hissettiklerimin hepsini o çocuğun yüzünde gördüm. Ben adını Can koydum sizce adı neydi?
Sarı Balonun Yolculuğu
Şehir, gündelik koşturmalar içinde görülmeyen detaylar. Sadece bir kız çocuğunun gördüğü sarı balon nereye gidiyor? Şehir çizimlerini çok sevdim. Bakış açısının değişip bir yukardan bir aşağıdan bir yandan gördük şehri. Ve belki de kendi sıkışmışlığımızı. Mimar olmak mesleki deformasyonu ile şehir çizimlerini uzun uzun inceledim. Bakabilen bir çocuğa hayal gücü ve tasarımın birleşince neler olabileceğini sunan sayfalardı. Hikâye bununla ilgili değil tabi. Metin çok farklı tabi. Ama ben şehirde takılı kaldım.
Şemsiye
Kuraldışı Yayınları/Ingrid & Dieter Schubert
Bir köpek kırmızı bir şemsiye bulur ve uçar. İşte kahramanın yolculuğu böyle başlar. Bulutların üstünden Afrika’ya gider. Timsahlara kafa tutar. Tüm dünyayı dolaşır. En sonunda da ilk sayfadaki yere geri döner. Evine arkadaşı kedinin yanına. Peki tüm yolculuk ne içindi? Döndüğü yer aynı olsa da köpek kahramanımız aynı mıydı? Siz bu dünya da nereleri görmek isterdeniz? Okyanusların dibini mi, yoksa buzdağının tepesini mi?
Benim Adım Mavi
Timaş Çocuk Yayınları/Irene Guglielmi
Kendini “mavi” hisseden herkese diyor kitabın girişinde. Ve kelimeler burada bitiyor. 2021 İtalya Gianni De Conno Ödülü Sessiz Çocuk Kitapları Yarışmasını kazanan bu kitaba kısaca farkındalık hikayesi denebilir. Ama az kalır. İlk sayfa da tüm arılar içinde mavi bir arı görüyoruz. Ve çizer ikinci sayfada kamerayı yakınlaştırıyor biz de mavi arıyı daha net görebiliyoruz. Ve çevresindeki arıların yüzlerindeki ifadeleri. Farklı olmanın zorluklarını mavi arıyla birlikte yaşıyoruz. Kabul edilmek için çaresizce yaptığı planları ve onların suya düşüşünü de görüyoruz. Bu nokta sesli bir biçimde “Canım ya kıyamam ama” demiş olabilirim. Sonu ise ait olduğu yeri bulmakla mutlu bitiyor diyebilir miyiz? Peki nereye aitiz? Son sayfası çok ama çok güzeldi.
Anlaşmazlık
1001 Merak Yayınevi/Nani Brunini
İki kişi konuşuyor. Konuşmalar birinin lacivert bulut, diğeri kırmızı bulut şeklinde. Sonra ne mi oluyor? Bilmem bence başka bir şey oluyor sizce başka şeyler oluyor olabilir. Ne bir balon mu? Eyvah sonunu söyledim. Neyse ki sessiz kitaplar böyle bir serüven değil. Anaokulu öğretmeni olmak ve kavga eden iki çocuğa bu kitap üzerinden bir çizim yapmalarını söylemek istedim. Bilmediğim konular. Öyle bir şey oluyor mu acaba? The White Ravens Uluslarası Çocuk ve Gençlik Edebiyatı 2022 Yılı seçkisinde yer alan bir kitap.
Akvaryum
1001 Merak Yayınevi/Cynthia Alonso
Bir yolla başlıyor. Her kahraman bir yolcuğa çıkmalı zaten değil mi? Bu kitaptaki kızı kendime o kadar benzettim ki. Bir kere hayalperest ve koleksiyoncu. Ayrıca biraz mucitimsi. Yoksa siz sahile gidince deniz kabuğu toplamayanlardan mısınız? Buradaki kızımızda balık topluyor. Sonrası kitapta sizleri bekliyor. Çocuklara bir akvaryum tasarlatmak bu kitabın sonraki etkinliği olabilir. Ben de yapmak istedim. Duygulardan oluşan bir akvaryum olur benim ki. Harika fikir.
Müzedeki Kedi
Yapı Kredi Yayınları/Filiz Özdem
İnsanlar müzedeyken uyuyan tembel kedimiz akşam olunca koridorlarda yürümeye başlıyor. O yürürken biz de resimlere bakıyoruz. Gördüğümüz önemli eserlerin kedili versiyonları. Hadi bakalım kaç tanesini tanıdınız? Ben söylüyorum on iki. Sınırsız sanat etkinliği yapılabilecek bir kitap. Arkadaki sayfadan koya çekmek yok. Kızım da altı bildi. Bence hiç fena değil.
Baba&Oğul
Bulutsu Yayınları/ E. O. Plauen
1934 yılında yazılan bir eserle listeyi sonlandırıyorum. En eskisi en sona. O kadar sene önce ama hala çok komik. Çoğunluğu bir sayfada altı karikatür çiziminde oluşan bir seri. Önce bir gazetede çıkıyor. Okurlar bu baba ve oğlu çok sevince kitap haline gelmiş. Bu sessiz hikayeler bir klasik. Bıyıklı, iri ve kel baba ile bazen yaramaz, bazen düşünceli, bazen muzip oğlunun maceraları. Baba gibi baba ve çocuk gibi çocuk oldukları için, çok gerçek oldukları için işte bu yüzden çok sevilmişler ve seviliyorlar. Yılları aşan bir, ülkeleri aşan, dilleri aşan bir kitap.
Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.
Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.