Şahin Bey İçin 2
Yayla Boztaş, 26 Şubat 2025
Okuma Süresi: 6 dakika
Yayla Boztaş, 26 Şubat 2025
Okuma Süresi: 6 dakika
Osman Torun arkadaşımızın yazdığı kitapta; gönüllü öğrencilerden bir grup, Gaziantep kentinin kahramanlarından Şahin Bey’i ve halkın kurtuluş mücadelesine verdiği katkıyı anlatmak için müzede oluşturulmuş tarihi mekânların önünde konuklarını ve biz okurları bir yolculuğa çıkarır.
Kahramanımız Mehmet Said (Şahin Bey,) paylaşmayı seven, haksızlıklar karşısında doğruyu savunan, meraklı, saygı gören bir çocuk olarak tanıtılır. Bu özellikleri; daha sonraki yıllarda, vatan sevgisine, bağımsızlık mücadelesine çok yakışan tanımlamalardır.
Şahin Bey’in askerlik yıllarında Trablusgarp savaşında Mustafa Kemal Paşa’nın birliğinde takım komutanlığı yaptığını, birçok cephe de yurdunu savunduğunu, Filistin Cephesi’nde esir düşüp bir yıl esir kaldığını öğreniriz. O ülkesine duyduğu sevgiyle vatanın her yanına savunma için koşan bir kahramandır.
Görevli öğrencilerden biri Şahin Bey’in ağzından konuşarak, onun vatanının işgalinden duyduğu üzüntüyü anlatır. Bu anlatım izleyenleri çok duygulandırır. “Düşman bayraklarının Boğaziçi’nde dalgalandığını görmek ne büyük çelişkiydi. Etrafta gördüğüm yabancı subaylar bizlere emirler yağdırıyordu. İçimdeki derin sızı yüzüme yansıyordu. Mustafa Kemal Paşa’nın dediği gibi, geldikleri gibi gideceklerdi, gitmeliydiler.”
Savaş sonrası iyice cesaretlenen işgal güçleri büyük kentler yetmezmiş gibi Anadolu’yu işgale başlamıştı. Gaziantep, önce İngilizler sonra Fransızlar tarafından işgal edilmişti. İşgalcilere azınlıklar, Suriye ve diğer bölgelerden gönüllü gelenler de yardımcı oluyor, yerli halka çok kötü davranıyorlardı. Vatanseverler, Mustafa Kemal Paşa liderliğinde vatanın kurtuluşu için örgütlenmekteydiler. Yurdun her köşesinde süren bu örgütlenmeleri gördükçe Şahin Bey kendine şu soruyordu. “Yeni bir yol açılıyor önümüzde, ben bu yolun neresindeydim?”
Arkadaşı olan Antep milletvekili Ahmet Muhtar, Gaziantep’te yayınladığı gazetelerde halkı direnişe çağırmaktadır. İki arkadaş birlikte hareket etmenin başarılı mücadele için şart olduğunu düşünürler. Savunma Bakanlığı’nın verdiği önemli görevden bu direnişin içinde olmak için vazgeçer Şahin Bey. Mehmed Said olan adını gizlilik nedeniyle o zaman değiştirir. Her şey planlanarak, inceden inceye hesaplanarak yapılır. Savuma kararları şekillenince harekete geçilecektir.
Ağır silahlarlarıyla büyük bir Fransız askeri birliğinin Kilis yolu üzerinden Antep’e girmeye hazırlandığı haberini alınca onlara karşı duracak iki yüz kişilik bir direniş gücüyle beş saat çatışırlar. Direniş başarılı olamaz, siperden çekilmeler başlar. Bu dağılmayı, engellemek için çok çalışan Şahin Bey son kalan direnişçilerin de çekilmesiyle Elmalı Köprüsü’nde, kalan birkaç arkadaşıyla Fransızlarla çatışır, silahında kurşun kalmamıştır, yumruklarını sıkarak üstlerine yürür ve köprüde şehit olur. Haber büyük üzüntü yaratır. Onun ölümü Gaziantep’lilerin yüreğindeki özgürlük ateşini daha da alevlendirir. Oradan bütün Anadolu’ya yayılır. Devamlı yeni zaferler kazanılır. Antep halkı açlık ve yokluğa rağmen savaşıp kentlerini özgürlüğüne kavuştururlar. 8 Şubat 1921 tarihinde kente Gazilik ünvanı verilir. Kendi kendini özgürleştirmenin adı olur Gaziantep. Üstelik silahını, cephanesini kendisi yaparak. Çatılardan sökülen kurşunlarla, güvercin gübresiyle silah yaparak, binlece şehitler vererek…
Halk, kenti için kendini feda eden Şahin Bey’i asla unutmaz. Sokaklarda kahramanlık türküleri, ağıtlar söylenir, doğan çocuklara onun adı verilir. Şehit olduğu yerde anıt yapılarak mezarı oraya taşınır, kentteki merkez ilçeye adı verilir. Şahin Bey Milli Mücadele Müzesi, Şahin Bey Müze Evi (doğduğu ev) onun hatırasını yaşatmaktadır. Bestelenmiş türkü, yazılmış şiirler Şahin Bey’in hak ettiği armağanlardır. O devamlı yaşatılacak ve yaşayacaktır gönüllerde.
Geziye devam ederken savaş zamanında kent halkının sığınma, depo ve hastane olarak kullandığını kastel denen yer altındaki tünel ve mağaraları tanırız. Silah dolduran kadınları, bakır kapların içine güherçile barut konularak yapılan Sahan Bombası’nı, Tak Takı diye ses çıkartarak makineli tüfek algısı yaratan başka bir silahı hayretle öğreniriz.
Kitap çok güzel bir sonla bitiriliyor. Eskiden güzel bir alışkanlık olan mektup yazmaktan, günümüzde vazgeçildiğini, oysa insanların durup dinlemeye, içini sesini duymaya çok ihtiyacı olduğunu söyler proje sorumlusu emekli öğretmen Adil Bey. “Birlikte yaşadığımız bu günün anısı olarak bir geleneği deneyimlemek, Şahin Bey’imize bir selam göndermek istiyoruz. Şimdi herkes bugün yaşadıklarından neler hissettiğini, istediği gibi, istediği uzunlukta yazıp zarflara koysun, kime göndermek istiyorsa adını yazsın biraz sonra postaneye gidip mektuplarımızı postalayacağız.” der.
Osman Torun; “Özgürlük Yolunda Şahin Bey”, Varyant Yayınları, 2024. 85s.
Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.
Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.