Oyunların Gücü Adına
Melis Yücel Özbek, 2 Şubat 2021
Okuma Süresi: 9 dakika
Melis Yücel Özbek, 2 Şubat 2021
Okuma Süresi: 9 dakika
Oyun oynamak benim için önemli bir yere sahip. Oyunla birlikte, geçirdiğim o yorgun günü bir nebze olsun unutuyorum. Ya da oynadığım o oyunda görmediğim bir pencere çıkıyor. Böylelikle bambaşka bir dünya beni bekliyor.
Oyun; her yaşta hayatımızda olan bir olgu. Aslına bakarsak, oyun oynamadığımız bir zaman yok. Küçüklüğümüzde kapılarını açtığımız, oyunlar hala bizimle. Deneyimleyecek, oynanacak, üretilecek birçok oyun var. Oyun oynamadığını ve oyunu sevmediğini düşünenler varsa; bence oyunlara bir şans daha vermelisiniz.
Oyun sadece bir eğlence aracı değildir. Aslında oyun, çocukluk döneminde ortaya çıkan, en faydalı öğrenme ortamıdır. Oyun, çocukların bütün gelişim alanlarına hitap ederek çoklu bir öğrenme sağlamaktadır.
Nasıl?
Çocuklar oyun oynarken gerekli durumlarda hafızasını kullanmayı, karşılaştığı problemlere çözüm bulmayı ve buna yönelik yaratıcı davranışlar sergilemeyi öğrenir. Oyun oynarken bütün bedenleri hareket eder, böylelikle hem küçük hem de büyük kas grupları çalışır. Araç kullanmayı deneyimleyerek el göz koordinasyonu gelişir. Çocuklar oyun yoluyla kendi ve başkalarının duygularını tanır. Oyunlarla çevreyi ve dünyayı keşfetme yolculuğuna çıkarlar. Çocuklar oyun oynadıkça ben merkezcilikten uzaklaşır. Bu da sosyalleşme konusunda ilerleme göstermelerine yardımcı olur.
Oyun için farklı görüşler mevcuttur. Piaget'e göre oyun, bir uyumdur. Gross’a göre (1896), oyun bir pratiktir. Montaigne’e göre (1533–1592) oyun çocukların en gerçek uğraşıdır. Montessori’ye göre (1870–1952) oyun çocuğun işidir. Lazarus’a göre oyun ise, kendiliğinden ortaya çıkan, hedefi olmayan, mutluluk getiren bir aktivitedir.
Oyunu genel olarak; belli bir amaca dönük, kurallı ya da kuralsız oynanabilen ve çocuğa her seferinde keyif veren bir etkinlik olarak tanımlayabiliriz.
Oyun kavramı okul öncesi dönem ile iç içedir. Çocukların gelişim özelliklerini bilmek ve buna uygun öğrenme ortamları hazırlamak önemli bir basamaktır. Çocukların yaşlarına ve gelişim düzeylerine göre farklılıklar gösteren oyun evreleri birçok araştırmacı tarafından incelenmiştir. Bu araştırmacılardan Parten (1932), oyunu sosyal yönü ile incelerken; Piaget (1962) zihinsel gelişim yönünü incelemiştir.
Tek Başına Oyun: 0-2 yaş dönemini kapsar. Bu dönemde çocuk oyuncakları ile yalnız başına oynar. Çevresinde yer alan çocukların oyunlarından etkilenmez. Nesneleri yakalamak, sıkmak, ağzına götürmek, nesneleri atmak / yuvarlamak bir oyundur.
Oyunu İzleme: 1-2 yaş aralığında görülür. Çocuk diğer çocuklarla herhangi bir ilişki kurmaksızın, sadece onların oyunlarını izler. Canlı renkli, sesli oyuncaklar çocukların ilgisini çeker. Bu oyun aşaması, tek başına oyun aşamasından ayıran özellik; çocuğun diğerlerinin oyunuyla ilgilenmesidir.
Paralel Oyun: 3-4 yaş aralığında görülür. Çocuklar aynı ortamda oynarlar, aynı oyuncakları kullanırlar, fakat birlikte oynamazlar ve birbirlerinden bağımsız olarak oyunlarını sürdürürler. İletişim herhangi bir oyuncağı istemek ya da bir düşüncesini söylemekten ileriye gitmemektedir.
Birlikte Oyun: 4-6 yaşındaki çocuklar bir arada grup şeklinde ve birbirleriyle etkileşim halindedirler. Birbirlerinin fikirlerinden yararlanabilirler, oyun materyalleri alışverişi yapabilirler. Çocukların her biri kendi oyununa devam eder ancak aynı oyunu oynamaktadırlar.
Kooperatif Oyun: İş birliğine dayanan bu oyunda, amaç beraberce belirli bir sonucu başarmaktır ve oyun bu amaç göz önünde bulundurularak planlanmıştır. 6 yaş ve üstü dönemde; çocuklar arasında gerçek bir sosyal etkileşim vardır ve çocuklar oyunun amacına ulaşmak üzere örgütlenmişlerdir. Ayrıca, oyun malzemeleri de bu amaca uygun olarak paylaşılır.
Alıştırmalı Oyun: 0- 2 yaş döneminde çocuklar bedenlerini ve çevrelerini öğrenme ve tanıma aşamasındadırlar. Çocuk dokunabildiği, eline alabildiği her şeyi alır, yakalar, atar ve tekrar almayı dener. Bu tekrarlar sonucu bedenini yönetmeyi öğrenen çocuk bu hareketleri tekrarlayarak oyun oynamaya başlar. Sadece tesadüfü oluşan tekrarlar sonucunda, kasıtlı hareket etmeye başlar.
Sembolik Oyun: 2-7 yaşlar arasını kapsayan bu dönemde çocuk, çevresinde yaşadığı olayları, kişileri, nesneleri ve hayvanları taklit etmeye başlar. Çocuk, oyunda gerçek model olmaksızın bir kaptan yalancıktan su içebilir veya at gibi davranabilir. Annesi gibi toz alır, babası gibi araba kullanır, doktor gibi muayene eder. Bu olayları taklit ederken, onun olayları anlayışı, algılayışı farklılaşır, gelişir ve tamamlanabilir. Tabağı direksiyon, sopayı at, kovayı davul gibi düşünüp kullanabilir.
Kurallı Oyun: Çocuk oyunda artık daha mantıklı, daha sosyaldir ve zihninde gerçekler daha da kesinleşmiştir. Taklit oyunlar azalmış ve oyun belirli kurallara bağlanmıştır. Bu dönemin çocuk oyunları, beceri, zekâ ve hepsinden de öte kural bilgisi gerektirmektedir. Bu oyunlara “yapısal oyunlar” da denilir ve oyunun temel kurallarını bilmeyen veya uymayan çocuklar ya cezalandırılır ya da bir daha oyuna kabul edilmezler.
Ailece Oynanacak Oyun Örnekleri
Nesi Var? Oyunu: En az 2 kişi ile oynanır. Oyunculardan biri oyunun oynandığı ortamda bir nesneyi seçer. Karşısındaki oyuncular henüz hangi nesneyi aklında işaretlediğini bilmediği için ona sorarak seçilen nesneyi bulmaya çalışırlar. İpuçları gelirken kim hızlı davranıp nesnenin ne olduğunu doğru tahmin ederse o kişi 1 sayı kazanır.
Kelime Oyunu: Oyunda kural koyucu olan kişi, bir ses verir. Örneğin, A sesini belirlemiş olalım. Tüm oyuncular, belirli bir süre içerisinde “A” sesiyle başlayan kelimeler bulmalıdır. En çok kelimeyi bulan oyunu kazanır.
Üfleme Oyunu: Oyun hamurlardan bir yol hazırlanır. Başlangıç noktasına pinpon topu konulur. Pipet yardımı ile üfleyerek yolu tamamlayan kişi oyunu kazanır.
Dokun ve Tahmin Et Oyunu: Bir tepsinin içine evde bulunan objeler konur. (Toka, para, saç fırçası, cüzdan...) Oyuncular bu nesneleri kısa süre gördükten sonra tepsinin üzeri bir bezle örtülür ve objelerin yerleri değiştirilir. Oyuncuların gözleri kapatılır ve nesnelere dokunarak onun ne olduğunu bulmaya çalışırlar.
Öneri Kutu Oyunları
Dobble: Herkartta 50 sembolden 8 tane yer alan ve toplamda 55 karttan oluşan bir zekâ oyunudur. Her bir kartta sadece bir tane ortak sembol bulunur ve bu ortak sembolün hangisi olduğunu hızlı bir şekilde bulmak oyunun amacıdır.
Tik Tak Bom:55 karttan oluşan bir dikkat oyunudur. 10 veya 60 saniye içerisinde patlayan oyuncak bomba elinizdeyken, bombanın elinizde patlamaması için kart üzerindeki konu ile alakalı kelimeyi bulmak ve söylemek oyunun amacını oluşturmaktadır.
Hızlı Bardaklar: Her oyuncuya 5 ayrı renkli bardak dağıtılır. Sonra üzerlerinde bardakların düzenlenme şekillerini gösteren kartlar karıştırılarak deste halinde kapalı olarak masanın ortasına konulur. Zil de ortaya yakın bir yere konulur. Sonra oyunculardan biri destenin en üstündeki kartı açarak açık şekilde ortaya bırakır. Kim önce karttaki resme göre bardakları düzenlemeyi başarırsa zile basar ve de kartı kazanır. Oyun tüm kartlar bitince sona erer. Kimin kart sayısı daha fazla ise o oyunun galibidir.
Öneri Kitaplar
Erken Çocukluk Döneminde Oyun- Eğiten Kitap
Oyunperest, Doç.Dr.Saniye BENCİK KANGAL
Çocuğumla Evdeyim (0-12/12-24 Ay Gelişim Takipli Oyunlar), Özge Selçuk Bozkurt
Dergipark, Eğitimde Oyunun Yeri
Dergipark, Çocuğun Gelişim Sürecinde Eğitsel Bir Etkinlik Olarak Oyun
Eğitim Dergisi, Okul Öncesinde Oyunun İşlevleri
Mentalup, Ailece Oynanan Oyunlar
Açık Kürsü'de yayımlanan içerikler, doğrudan yazarın kendi sorumluluğundadır.
Eksi 18 Edebiyat Topluluğu'nun görüşlerini yansıtmayabilir.